24 Kasım 2011 Perşembe

dine karşı din


Başlık tek başına kitabı özetliyor aslında.
Bizim bildiğimiz ve inandığımız şekliyle dinin adı islamiyettir ve islamiyet adı altında bir takım karşı dinlerde mevcut.. Şu h.z İsa'nın havarilerinden olan yahudi dönmesi hristiyan bir zat vardı ismini anımsamıyorum. İncildeki bir takım kuralları ilga edip yerine o an toplumun kabul göreceği kurallar koymuştur bir nev-i kutsal kitabı tahrip etmiştir. Hak dine karşı batıl bir din öne sürmüştür.
Aynı tehlike islamiyet için de var.. İslama karşı çıkanların inandığı bir Tanrı/Tanrılar vardı onlar islamiyete hiç bir zaman dinsizlikle kafa tutmadılar. Dine dinsizlik ateistlik zarar veremez bunu sadece aynı dinin değişime uğramış bir benzeri zarar verebilir.. Kitap bazı islami terimlere de dikkat çekiliyor. Allah ve Rab kelimesi mesela. Rab sahip demektir. Firavun halkına "ben sizin rabbinizim" der. Sizi ben yarattım demez çünkü o da inanır ki yaratmak Allah'a mahsustur ve Allah ın varlığına da inanmaktır dinsiz değildir. Ama sizin sahibiniz sizin rabbiniz benim deyip şirke düşer. Allah ı bu yönden egale etmeye çalışan bütün dinler şirk dinidir. Ve şirk dinleri inançsız değildir aksine sağlam itikadi temelleri olan dinlerdir ve hak din olan islamiyetin de en büyük düşmanı bu batıl dinlerdir.
Günümüzde de islamiyet bir takım çevrelerce tahrip edilmeye çalışılıyor bunun farkında olanlar azınlık denilebilecek kadar az halkın büyük çoğunluğu hoşgörü kelimesini ardına sığınmış ve bu hareketlere göz yummuş dahası desteklemiştir de.
din bir afyondur evet ama uydurma dinler ya da batıl dinler için geçerli bir genellemedir bu. İnsanda varolan tapma arzusunu irade ve idare etmek için halkedilmişlerdir bununla beraber islamiyet bir afyondan çok bir aydınlanma aracıdır ve kitapta da bu desteklenmektedir, islamiyetin tek düşmanı olarak da bu şirk dinler gösterilmektedir. Dinimizin ilk yıllarında dahi gelişmeyi ve genişlemeyi engelleyen büyük etkenlerden birisi de bu olmuştur yani şirk dinleri.
Mül Allah ındır deyip insanları uyutmaya çalışan bir takım zevatlar için de şunu öne sürüyor Şeriati: Mülk Allah'ındır sosyal ve ekonomik konularda Allah ile Nas aynı saftadır bundan dolayı Mülk Halk'ındır. Burdan şu anlaşılmalı, Mülk Allahındır deyip insanların fakirliğin güzel bir şey olduğuna inandırılıp sahip oldukları hakları savunmaları engellenmek istenilmektedir. Ortada bir mülk varsa bunun yaratıcısı illa ki Allahtır ancak bu mülkün sahibi emanetçisi insandır biz fakiriz deyip boyun bükmekten ziyade biz fakiriz evet ama çalışırsak daha iyi olabiliriz ve kendimizi düzeltebiliriz Allah bizim nimetimizi de artırır düsturuyla harekete geçmeli ve bunun için çalışmalıyız. Burda da sosyal bir uzlaşmayı ele almıştır.. Şeriati, bildiğim kadarıyla bu tür şeylere kafa yormuş bir alimdir ve öne sürdüğü tüm bu meseleler düşünülmesi ve değerlendirilmesi gereken türden mevzulardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder