26 Kasım 2011 Cumartesi

cemile


daniyar'a o gece ne olmuştu, bilmiyorum derin, ince bir hüzün vardı
sesinde, bir yalnızlık vardı; gözlerimiz yaşlarla doldu.

cemile bir eliyle daniyar'ın arabasının kenarına sımsıkı tutunmuş,
başı önünde, yürüyordu. daniyar'ın sesi yeniden yükselince başını
kaldırdı, arabaya atlayıp yanına oturdu onun. kollarını göğsünde
kavuşturup heykel kesildi. ben de arabanın yanında yürümekteydim,
onları daha iyi görebilmek için adımlarımı açtım. daniyar, cemile'nin
farkında bile değildi, türküsüne devam ediyordu. cemile, kollarını iki
yanına indirdi, daniyar'a sokulup başını omuzuna dayadı onun.

kırbacı yiyen bir at nasıl hızlanırsa, daniyar da birdenbire öyle coştu
sesi titriyordu, ama eskisinden de gürdü. bir sevda türküsü söylüyordu!

donakalmıştım. bütün bozkır çiçek açmış gibiydi, kıpırdandı,
karanlığı attı üstünden, uzayıp giden enginliğinde iki sevdalı gördüm.
onlar görmediler beni, ben yoktum. yanlarında yürüyordum oysa;
ikisi de dünyada ne varsa unutmuşlardı, sadece türküye vermişlerdi
kendilerini. onları tanıyamadım. daniyar eski daniyar'dı, sırtında
paçavraya dönmüş o asker gömleği vardı yine, ama gözleri karanlıkta
pırıl pırıldı, yanıyordu sanki. ona ürkekçe, utanarak sokulan kız,
kirpiklerinde yaşlar ışıldayan kız, cemile'ydi, benim cemile'mdi. yeni
doğmuşlardı, biraz önce görülmemiş bir mutluluk içindeydiler. sahi,
mutluluk değil miydi bu? o türküleri yaratan yurt sevgisini artık
cemile'ye adıyordu daniyar. evet, cemile'nin türküsüydü bu,
cemile'nin türküsüydü.
-------------------------------
cemile'yi gördüm. daniyar'a sarılmıştı. omuzları sarsılıyordu,
kabarıp kabarıp iniyordu sanki. samanların arasına, onun yanına
uzandı sonra.

bozkırdan sıcak bir rüzgar koptu geldi: samanları savurdu, harman
yerinin sonundaki eski çadıra çarptı, yolda bir topaç gibi dönmeye
başladı. gök gürlüyor, mavi şimşekler bulutları parçalıyordu. hem
güzel, hem korkutucu bir şeydi bu fırtına geliyordu, yazın son
fırtınası. cemile, seni ona değişir miyim sandın? diye fısıldadı
tutkuyla.

değişir miyim hiç, değişir miyim? beni hiç sevmedi. selamlarını
bile mektuplarının sonunda, tek cümleyle yolladı. ne onu istiyorum
artık, ne de geciken sevgisini. kim ne derse desin! yalnız sevgilim
benim, seni hiç bırakmayacağım! yıllardır seviyordum seni!
tanımadan bile seviyordum. sonunda geldin işte, bildin yolunu
gözlediğimi geldin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder