27 Kasım 2011 Pazar

22122010

Karışıklık içinde kıvranan bir kalem gördüm, etrafına silgiler toplanmıştı.Bir işi yapmak zorundayken, yapmayıp kendi istediğimiz bir şeyi yapmak nasıl bir olay.Bu satırlarım fevkalade gürültülü bir ortamda dikkat dağıtıcı ve/veya çekici bir konu anlatılırken kaleme alınmıştır. Bir nev-i düşünmeden-yazma/düşüncesiz yazı stili/atmasyon deneyimidir.Her neyse işte, kalem kıvranmaya devam ediyordu, uçlarını kırıyor başındaki silgiyi kağıtlara sürtüyordu. Etrafta bir şey görmeye çalışıp da görememek, kendini kağıtlara bürüyüp silgilerle parçalamak isteyen bu dev adama, bir hayalet musallat olmuş. Git gör ki her nasılsa zeki olan bu cüceyi saran metakimya karışımlar onun betini benzini uçurmuş ve hava boşluğuna düşürmüş.Mahallenin imamına haber vermesi için beş yaşında çivi oynayan bir çocuğa iki şeker verip kandıran şair bu cüce mi dev mi olduğunu henüz anlayamadığı arkadaşına yardım etmek için tutuşuyordu derken kıvılcımlar eşyalara da sıçradı ve tüm cânım mobilya yandı bitti kül oldu gitti. Ambulans, polis, itfaiye ve imam evin önünde toplaşıp öpüşüp koklaşıp konuştuktan sonra harekete geçtiler.. Ambulansın ilk yardım kanepesinin musalla yapıp itfaiyecilerin suyuyla ölüleri guslettirdiler. Sonrasında polislerin cemaati olduğu cenaze namazını kıldıran imam, oracıkta bayılıverdi.
Şevket BıDı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder