23 Kasım 2011 Çarşamba

caligula


Bir Sezar'ın hayatının tiyatro olarak ibda edilmesi ne kadar zor olabilir ki demiştim kitabın ilk satırlarını okurken..

M.S 7 - 41 yılları arasında görev yapmış,Julio-Claudian Hanedanı mensubu ve Roma İmparatorluğunun dördüncü İmparatoru yani takma adıyla okuduğum eserin baş kahramanı : "Caligula"
Albert Camus tiyatro topluluklarına katılmış hatta Karamazov Kardeşlerdeki İvan rolünü bile sahnede canlandırmıştır. Varoluşçuluk ve Absürdizm ideolojilerinin de mimarlarındandır Camus..
Varoluşçuluk Absürdizm ve tiyatro bir araya gelince, Camus Caligula'yı yazmaya karar verir: Bir Kralın /Caligula'nın/ varoluş mücadelesi.
İlahlığa soyunur Caligula.. öldürerek hayatları alarak varolmaya çalışır.. Ay'ı elde etmek ister.. Gökyüzüne hükmedebilmek..
Yazın eseri olarak okuduğum halde okurken kıpır kıpırdım, yerimde duramadım.. Tiyatrosu gösterime sunulursa mutlaka gidip izlenmeli diye düşünüyorum..

"zannederiz ki insan, sevdiği kişi öldüğü için acı çeker. oysa asıl üzüntüsü bundan çok daha az önemsizdir: en büyük kederin bile uzun sürmeyeceğinin farkına varmaktır asıl dert.. acının kendisi bile anlamdan yoksundur."

"insan bedenini saran acı kadar acı bir gece. tarihe caligula tarihe"

-Hala yaşıyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder