20 Aralık 2011 Salı

Körlük- José Saramago



José Saramago... İsmini ilk kez, akşamın bir vakti Kadıköy Alkım kitabevinde Semih'le dolaşırken duydum. Abi körlük ve görmek diye iki kitap var, görürsen haber ver! Kim ki bu kitapların yazarı? José Saramago abi, çok güzel yazıyor farklı bir üslubu var! Hadi ya bak merak ettim, hadi bulalım şu kitapları o zaman. Hızlı bir taramadan sonra körlük ve görmek isimli kitapları buldum, elime alıp incelemeye koyuldum, Semih heyecandan yerinde duramıyor tabi, ama ben henüz yazarı bile tanımadığım için pek tepki vermiyorum. Kitaplar el değiştirdi, şimdi Semih inceliyor. Peki tamam ben de okurum bunları Semih. Alacak mısın şimdi abi? Yok ya şimdi alamam Peyami Safa'ya verdim paramı, ama şu körlük'ü okurum yakın zamanda... demiştim. Nasip oldu işte körlük elime geçti ve okudum. Kitaptan pek bahsetmiyorum farkındayım, peki siz şu an José'nin üslubunu kullandığımın farkında mısınız? Sadece nokta ve virgülden oluşan cümleler... Konuşmalar dahil, her şey başlı başına küçük bir devrim niteliğinde. Benim imdi görmek'i okumam lazım. Tabi kitaplar birbiriyle bağlantılı mı henüz bilmiyorum, ama bu kitap kendi başına okunabilecek single diyebileceğimiz bir eser, ha-ha single denmez tabi kitaplara, ama set gibi görünmüyor işte.
Paul Auster'dan sonra tanıdığım ikinci farklı yazar, bu günlerde keyifli kalemlerle karşılaşıyorum. Tavsiye ederim, mutlaka tanışın bu kalemle...
Ve kitabın içeriğine dair! Hayır içerikle alakalı hiç bir şey söylememek en doğrusu, mantıksal çıkarımlar, tarafsız bakış açısı, romanın içinde felsefe gibi sujelere rastlamanız muhtemel. Hadi iyi okumalar!

2 yorum:

  1. Eklemeyi unutmuşum...
    ALbert Camus'nün Veba'sınım mukallitliğine soyunmuş da olabilir, tek kurtarıcısı üslup farkı.

    YanıtlaSil
  2. Okumak farz!!! Sırada bekliyor :)

    YanıtlaSil