Ana içeriğe atla

Körlük- José Saramago



José Saramago... İsmini ilk kez, akşamın bir vakti Kadıköy Alkım kitabevinde Semih'le dolaşırken duydum. Abi körlük ve görmek diye iki kitap var, görürsen haber ver! Kim ki bu kitapların yazarı? José Saramago abi, çok güzel yazıyor farklı bir üslubu var! Hadi ya bak merak ettim, hadi bulalım şu kitapları o zaman. Hızlı bir taramadan sonra körlük ve görmek isimli kitapları buldum, elime alıp incelemeye koyuldum, Semih heyecandan yerinde duramıyor tabi, ama ben henüz yazarı bile tanımadığım için pek tepki vermiyorum. Kitaplar el değiştirdi, şimdi Semih inceliyor. Peki tamam ben de okurum bunları Semih. Alacak mısın şimdi abi? Yok ya şimdi alamam Peyami Safa'ya verdim paramı, ama şu körlük'ü okurum yakın zamanda... demiştim. Nasip oldu işte körlük elime geçti ve okudum. Kitaptan pek bahsetmiyorum farkındayım, peki siz şu an José'nin üslubunu kullandığımın farkında mısınız? Sadece nokta ve virgülden oluşan cümleler... Konuşmalar dahil, her şey başlı başına küçük bir devrim niteliğinde. Benim imdi görmek'i okumam lazım. Tabi kitaplar birbiriyle bağlantılı mı henüz bilmiyorum, ama bu kitap kendi başına okunabilecek single diyebileceğimiz bir eser, ha-ha single denmez tabi kitaplara, ama set gibi görünmüyor işte.
Paul Auster'dan sonra tanıdığım ikinci farklı yazar, bu günlerde keyifli kalemlerle karşılaşıyorum. Tavsiye ederim, mutlaka tanışın bu kalemle...
Ve kitabın içeriğine dair! Hayır içerikle alakalı hiç bir şey söylememek en doğrusu, mantıksal çıkarımlar, tarafsız bakış açısı, romanın içinde felsefe gibi sujelere rastlamanız muhtemel. Hadi iyi okumalar!

Yorumlar

  1. Eklemeyi unutmuşum...
    ALbert Camus'nün Veba'sınım mukallitliğine soyunmuş da olabilir, tek kurtarıcısı üslup farkı.

    YanıtlaSil
  2. Okumak farz!!! Sırada bekliyor :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

2011'i birlikte geçirdiğim kitaplar

1 Swann'ın bir aşkı Marcel Proust Proust'u tanımayan kalmamalı, okuyom ben yaa diyen herkesi bekleriz. 2 Aşkın suçları Marquis de Sade Sadizm kelimesi kökünü bu adamın soy isminden alıyor, o kadar manyak o kadar yavşak ve o kadar da ahlaksız bir insan. 3 Dünyanın bütün sabahları Pascal Quignard Pascal'ın  felsefeyle olayları bir araya getirip harmanlaması ciddiye alınmalı hatta on liraya kıyılıp bu kitap da gidilip sahaflardan alınmalı 4 Umami Nuarıklı Üniden bir hocam vermişti yazarı arkadaşıymış, keyiflik bir şey, siz okumayın. 5 Godot'yu beklerken Samuel Becket Ooo sembolizm, Godot candır canandır her şeydir. Ölmeden önce okuyun efendim. 6 Eylembilim Oğuz Atay Üniversite olayları, polisler kafa kırmalar ölümler, olaylar olaylar 7 Ruh adam Nihal atsız Mutlak seveceksin... Atsız ın psikolojik analizler konusunda doktora yapmaya çalıştığı eseri, çok başarılı değil ama yine de güzel, okunabilir. 8 Matmazel Noraliya'nın koltuğu Peyami Safa Peyam...

Bülbülü Öldürmek 2019

Bülbülü Öldürmek... Uzun zaman sonra bir kitabı bitirebildim, özlemişim eski günlerimi, pek çok kitap okuyorum aslında ama artık hep araştırma tarzı ansiklopedi ya da makale türü olduğu için kitap okumuş saymazdım kendimi.  Kayınçomun elinde gördüm kitabı ilk, "abi bu kitabı okuyorum, tavsiye ederim, güzel kitaptır" dedi. Baktım daha çeyreğini okumuş, kapağı ve kitabın ismi çok hoşuma gitti. Nobel almış olması pek önemli değil benim için biliyoruz ki siyasi sebeplerden de verilebiliyor nobeller. Zihnimde yer etti ilk fırsatta okuyayım derken bir baktım arşivimde epub olarak duruyormuş sevgili roman, hemen elimdeki e-okuyucuya uygun hale getirip okumaya başladım. Üç gün sürdü çünkü başlarda biraz sıkıldım, pişman oldum başladığıma, ısrarla devam ettim, yarım bırakmak istemedim, sonra kitap toparlandı, ayağa kalktı ve koşmaya başladı ve kitap bittiğinde evet bu bir pulitzeri de hak etmiş dedirtti. Kendi dönemini çok iyi yansıtan kitaplardan okuması zevkli ama gözümde...

notre dame'ın kamburu - victor hugo

Her kitapta bir aşk hikayesi olmalı, insan ihtiyaç duyuyor buna, dikkat edilmesi gereken tek şey kitaplardaki bu aşk hikayelerinin kitabın merkezine oturmaması... Cümle biraz düşük oldu geri dönüp düzeltmek yerine şöyle açıklamaya devam edeyim, efendim şimdi yazar bize bir aşk öyküsü sunuyor, amenna... bu demek değildir ki elimizdeki kitap bir aşk romanı etc... Sadece kitapları daha çekici kılmak için, insanın merak etmekten hiç bir zaman vazgeçmeyeceği aşk temasını kitaba yerleştirmekten ibaret klişe bir yazarlık taktiği. Notre Dame ın güzelliği, aşk öyküsünün harükulade oluşunda gizli. Esasında Fransa'nın karanlık dönemlerini anlatmak için kaleme alınmış bu eserde seni beni onu bunu içine çeken ve kendine bağlayan, akıllarda unutulmaz bir tat bırakan aşk öyküsü, işte bu aşk öyküsü, ah ulan aşk öyküsü. Yani bazan derler ya: "Ne desem bilemedim şimdi" diye, öyle bir haldeyim. Çünkü bu pek izah edilebilecek bir aşk değil. Esmeralda, güzelliği herkesin dilinde olan dilbe...