Ana içeriğe atla

Kes ( Kerkenez ) 1969 by Ken Loach








Bazan dünya umrumuzda olmaz, aklımızda tek bir şey vardır: aşık olduğumuz kadın, en heyecanlı yerinde okumayı bırakmak zorunda kaldığımız kitap, yeni sahip olduğumuz bir oyuncak ya da gün geçtikçe bağlandığımız bir hayvan.

Kardeşim Enes'in referansıyla izlediğim bu filmin peşinden enes'in referans olduğu bütün filmleri izlemeyi düşünüyorum :) Meğer ben sanat filmi gurmesiymişim.

Bir romandan uyarlanmış. Kendi zamanının en iyi filmlerinden birisi olarak değerlendiriliyor.


Directors: Ken Loach
Producers: Tony Garnett
Composers: John Cameron
Cinematographers: Chris Menges
Runtime: 1h 51mn
Country: UK
Language: English

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2011'i birlikte geçirdiğim kitaplar

1 Swann'ın bir aşkı Marcel Proust Proust'u tanımayan kalmamalı, okuyom ben yaa diyen herkesi bekleriz. 2 Aşkın suçları Marquis de Sade Sadizm kelimesi kökünü bu adamın soy isminden alıyor, o kadar manyak o kadar yavşak ve o kadar da ahlaksız bir insan. 3 Dünyanın bütün sabahları Pascal Quignard Pascal'ın  felsefeyle olayları bir araya getirip harmanlaması ciddiye alınmalı hatta on liraya kıyılıp bu kitap da gidilip sahaflardan alınmalı 4 Umami Nuarıklı Üniden bir hocam vermişti yazarı arkadaşıymış, keyiflik bir şey, siz okumayın. 5 Godot'yu beklerken Samuel Becket Ooo sembolizm, Godot candır canandır her şeydir. Ölmeden önce okuyun efendim. 6 Eylembilim Oğuz Atay Üniversite olayları, polisler kafa kırmalar ölümler, olaylar olaylar 7 Ruh adam Nihal atsız Mutlak seveceksin... Atsız ın psikolojik analizler konusunda doktora yapmaya çalıştığı eseri, çok başarılı değil ama yine de güzel, okunabilir. 8 Matmazel Noraliya'nın koltuğu Peyami Safa Peyam...

Hiç,Hep,Bir

Güneşe direnebilen bir seni gördüm, ışınların içinden geçerdi bakışların ya da gözlerinde toplardın güneşi, bakamazdım kamaşırdım. Kimi zaman ağlardım, sorduğunda; “sen kaçtın!” derdim. Çenemden tutardın sol elinle, var gücünle destek olurdun bana ama başım hep eğik kalırdı kaldıramazdım. Sonra sen de başını eğerdin, alnını omzuma kor yine sol elinle yanağımı okşardın. Nefesin ruh gibiydi sen soludukça, ben hissettikçe: canlanırdım, yaşardım. Şevket derdin ama edemezdim, Azad’sın derdin hayır senin kölenim derdim, İsmail derdin, sana kurban derdim, Abdulkerim derdin, susardım, sarılırdın. Gözlerimi açardım, puslu bir görüntü sonra arşıma diz çökmüş siluetini hissederdim. Omzumdaydın, yanağımda ve ruhumda. Sonra görmeye başladım sol elini ve dizlerini, ama puslu ve tuzlu, bilmem kaç zaman böyle durduk.. Sağ elimi kaldırdım ve yanağımdaki elini tuttum, başını omzumdan çektin ve usul usul gözlerinle gözlerimi aradın.. Gözlerin gözlerime değdiğinde ben “hep”tim ya da “hiç” zaten “bir” değ...

iş işten geçti jean-paul sartre

Bilirsiniz meşhur 90 yapımı /hayalet/ diye bir film vardı, işte o film bu kitap! yani filmi kitaptan uyarlamışlar //anlaşılmamış olma ihtimali üzerine eğilirken düşmemeye çalışmak// sartre ın üslubuna alışkın olmayanları aa diye bi düşündürebilir belki. Bir cümle var kayda değer diyor ki: //ne kadar şans verilirse verilsin insan aynı hatayı hep tekrar eder//  kitap üzerine yapılan bir konuşma -insan hata yaptığını farketmediği sürece,kafa aynı kafa, yol aynı yol (x) -Yani eskilerin deyimiyle: -Nato mermer nato kafa(y) -Farkında oldukları zaman dahi Cenab ı hak tarafından ruhumuza iliştirilmiş bazı mefhumlar nedeniyle tekrarlarız kimi hataları. Nalan ve Ferit //peyami safa nın Fer-it''i değil, hani şu ismiyle müsemma olan peşinde bir it dolandığını tahayyül eden Ferit// hayal edin: bu ikisi 140. maddenin vermiş olduğu avantajla birbirleri için yaratılmış ruhlar olduklarını öldükten sonra anlıyorlar. -peki o zaman hadi dünyaya geri dönün 24 saat içinde uyum sağlayın deni...